Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır. Suriye, tüm etnik, mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir” dedi.
Erdoğan, Şahinbey Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti 8. Olağan İl Kongresi’nde konuştu.
AK Parti’nin temelinde kardeşlik, muhabbet, dayanışma ve diğerkamlık olduğunu ifade eden Erdoğan, “‘Muhabbetten Muhammed hasıl oldu, Muhammed’siz muhabbetten ne hasıl.’ Millete ve memlekete sevdalı bu kadronun hamuru, kardeşlikle, kardeşlik hukukuyla yoğrulmuştur.” ifadelerini kullandı.
Teşkilatta görev alıp ahirete intikal edenlere rahmet dileyen, kendileriyle omuz omuza bugüne kadar yol yürüyenlere teşekkürlerini ileten Erdoğan, “Şair, ‘Vurun Antepliler namus günüdür’ diyerek işgalcileri geldiklerine pişman eden bu gazi şehri nasıl anlatıyor; ‘Antep’in içinde tüter ocağım, düşmana yar olmaz yurdum bucağım. Antep kurtulmadan şehit düşersem, doğrulup yeniden vuruşacağım. Antep’in içinde bir ay dolunur uçan kuştan, halim sual olunur. Ölürsem şehidim, kalırsam gazi, Hak katında kadri kıymet bilinir.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyalardan değerli evlatlarını istiklali ve vatanı için gözünü kırpmadan toprağa veren, kadri kıymeti halk katında da Hak katında da bilinen Gazianteplilerle bir araya gelmenin bahtiyarlığı içinde olduğunu belirtti.
Gaziantep’te ilk olarak Güneyşehir’e gittiklerini, yapımı tamamlanan 5 bin 113 deprem ve sosyal konutun anahtar ve tapu teslim törenini gerçekleştirdiklerini dile getiren Erdoğan, geçen hafta da Kahramanmaraş’ta 155 bininci afet konutunun anahtarını teslim ettiklerini anımsattı.
Bugün de Gazianteplilerin yeni evlerine kavuşmalarının sevincine ortak olduklarını aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
“6 Şubat depremlerinden sonra ‘Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyen kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Maddi anlamda Antep’in kayıplarını telafi edecek kararlılığa da imkana da biz sahibiz. Söz verdiğimiz gibi en son hak sahibi kardeşimiz de yuvasına kavuşana kadar inşallah durmadan dinlenmeden çalışacağız. Bu hususta yüksek hassasiyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarımıza, belediyelerimize, sivil toplum örgütlerimize, Antep’in her duyarlı evladına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde vefat eden vatandaşlara da rahmet diledi.
“Buradan 13 yıldır Suriyeli muhacirlere kol kanat geren günümüzün ensarları çıkar”
Gaziantep’in istiklalin, istikbalin, vatanın, ay yıldızlı al bayrağın gölgesinin ne manaya geldiğini en iyi bilen şehirlerden biri olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Gaziantep’in her delikanlısının birer Karayılan, Şahin Bey, Şehit Kamil olduğunu söyledi.
Erdoğan, Gaziantep’te anaların er doğurduğunu, bu toprakların suyunu içip havasını soluyan, ekmeğini yiyen, kültürü ile beslenen her Gazianteplinin mayasının Türkiye’nin mayası, sevdasının Türkiye’nin sevdası, davasının Türkiye’nin davası olduğunu kaydetti.
Gaziantepli olmanın şerefle, iftiharla taşınan imrenilmesi bir kimlik ve bir aidiyet olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu şehirden şehitler, gaziler, yiğitler, kahramanlar, yurdunu, milletini, devletini seven, kalbi Türkiye’nin nabzına ayarlı vatanperverlerin çıktığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan Türkiye’ye ekonomide, üretimde, ticarette öncülük eden iş insanları çıkar. Buradan tam 13 yıldır Suriyeli muhacirlere kol kanat geren günümüzün ensarları çıkar. Bugün bir kez daha Antep’in engin yürekli yüce gönüllü insanlarını içtenlikle tebrik ediyorum.”diye konuştu.
Tarihin, Gaziantep’in ve Gazianteplilerin misafirperverliğini yazacağını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Tarih, tüm aksi propagandalara rağmen Türkiye’nin bu insanlık sınavını nasıl başarıyla verdiğini yazacaktır. Tarih, ‘insan hakları nutku’ çekenlerin nasıl kucak açtığını elbette yazacaktır. İnanıyorum ki sizler de bizim gibi sınırımızın hemen ötesinde yaşanan kritik gelişmeleri takip ediyorsunuz. İdlib’deki sivillere yönelik artan saldırıların bardağı taşıran damla misali, son hadiseleri tetiklediği anlaşılıyor. Türkiye’nin 910 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğu bir ülkedeki gelişmelere gözlerini kapaması elbette mümkün değildir.
Perşembe günkü Milli Güvenlik Kurulu Toplantımızda, Türkiye Cumhuriyeti Devletine yakışır ciddiyetle sahadaki durumu değerlendirdik. Bir defa şunu çok açık ve net söylemek isterim bizim, hiçbir ülkenin bırakın toprağını çakıl taşında dahi gözümüz yoktur. Türkiye olarak temennimiz, komşumuz Suriye’nin 13 yıldır hasretini çektiği huzura, istikrara ve barış ortamına süratle kavuşmasıdır. Suriyeli kardeşlerimiz, gerçekten çok zor günler geçirdi, çok ağır bedelleri ödedi, çok büyük zulümler gördü.”
“Aylan bebeğin fotoğrafını nasıl unutabiliriz?”
Yaklaşık 1 milyon Suriyelinin rejimin ve terör örgütlerinin saldırıları sonucu hayatını kaybettiğini, kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla sivillerin canice katledildiğini hatırlatan Erdoğan, “12 milyona yakın Suriyeli evini, yurdunu, doğduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı. 10 binlerce kadın, çocuk, bebek, yaşlı başka ülkelere göç etmek isterken yollarda can verdi. Cansız bedeni sahile vuran Aylan bebeğin fotoğrafını nasıl unutabiliriz?” dedi.
Kuşatma altında bir dilim ekmek, bir yudum su bulamadığı için ölen sivillerin nasıl unutulabileceğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Daha bunun gibi hepimizin yüreğini dağlayan pek çok trajediye, katliama, insanlık ayıbına komşumuz Suriye’de şahit oldum. DEAŞ’ından PKK’sına kadar terörün kanlı yüzünü Suriye sahasında hem de çok vahşi bir şekilde mücadele ettik. Türkiye kendisi için istediğini komşuları içinde işten bir devlettir. Ekonomik kalkınması, toplumsal huzuru, iş barışı ve güvenliği ile nasıl bir Antep görmek istiyorsak Halep içinde aynı temennilerde bulunuyoruz. Hatay’ın esenliğine nasıl önem veriyorsak, Hama’nın, Humus’un, Şam’ın, Rakka’nın, Aynularab’ın da güven içinde olmasını arzu ediyoruz.
Aramızda sınırlar olabilir ama bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. 1000 yıldır bu coğrafyada yan yana yaşıyoruz, inşallah daha nice asırlar boyunca birlik ve dirlik içinde bir arada olamaya devam edeceğiz. Şu hakikati artık, herkesin görmesi ve kabullenmesi gerekiyor, Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır. Suriye artık tüm etnik, mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir. Kendi ülkelerinin geleceğine karar verecek olan da Suriye halkıdır. Ateşe benzin dökmenin kimseye bir faydası dokunmaz. Jeopolitik hesaplar peşinde koşmanın Suriye halkına katkısı olmaz.”